Dinlenmek bir iş’tir…
Özellikle 1980 ve 1990’lardan sonra bilgisayarlara bağlı üretim olanaklarının iyice yerleşmesi ve iletişim teknolojilerindeki ilerleme, mal ve hizmetlere daha kolay ulaşmamızı sağlar oldu. 2000’lere gelindiğinde internetin bireysel kullanıcılar tarafından daha geniş çaplarda kullanılmaya başlaması ile dünyanın herhangi bir yerinden istediğimiz bir ürünü sipariş verebilir olduk.
Bu durum sadece nihai tüketici için değil, mal ya da hizmet üreten işletmelerin ihtiyaç duydukları malzemelere ve bilgilere ulaşması anlamında da geçerliydi. Bu kolaylıklar maliyetleri düşürdüğü gibi piyasadaki ürün çeşitliliğinin ve bolluğunun da bir sebebi oldu.
Ortaya çıkan gelişmeler artık mal üretiminden hizmet üretimine geçmemize en azından hizmet alanında daha çok faaliyet gösterilmesine yol açtı. Bankacılık, danışmanlık, sağlık, turizm vb. birçok farklı sektörde daha çok faaliyet kolunun ve iş alanının ortaya çıkması bu gelişmelere paralel olarak şekillendi.
Peki, yazı başlığı ile bu söylediklerimin ne ilgisi var?
Yukarıda özetlediğim bu ortam, aynı zamanda hem iş hem de iş dışındaki günlük hayatımızda vaktimizi alacak birçok farklı olanakların da ortaya çıkmasına sebep oldu. Özellikle internet ile aranız biraz iyiyse sosyal medyadan, bilgisayar oyunlarına, e-kitaplardan, blog sayfalarına kadar birçok farklı konuya vakit ayırmak istiyor olabilirsiniz. Arkadaşlar, kitaplar, spor, televizyon, günlük işler derken iş dışında kalan alanlarda vaktimizi verimli kullanmak için neredeyse ajanda tutmaya ihtiyaç duyacağız.
İşinizde, çalıştığınız alan ile ilgili farklı stres unsurları ve işinize harcadığınız çaba da başlı başına ayrı bir konu…
Özellikle yazının başında özetlediğim ortam hizmet sektörü üzerindeki “beklentileri” daha çok arttırdığından, bu alanda çalışanlar günün sonunda birçok iş tamamlayıp, özellikle zihinsel anlamda epey yoruluyorlar. Daha sonra da, “bugün ben ne yaptım desen sayamam” olarak tanımladığı “görülmeyen”, “ölçülmeyen” ya da “tanımlanmayan” işleri geçiriyor aklından.
Sürekli çalışıp, yaptığı iş “somut” olarak görülemeyince de bu açığı daha çok, daha çok çalışarak kapatmaya çalışan bir ruh halinde kayboluveriyor. İçinde bulunduğu bu huzursuzluğu ortadan kaldırmak için ise işlerini iş dışına, akşamlarına ya da hafta sonlarına taşıyor…
Hal böyle olunca zihinsel ve fiziksel yorgunluklar hem günlük hayatımızı hem de iş yaşamımızı olumsuz yönde etkiliyor.
Bu durum “iş dışında” vaktimizi alan yukarıda sıraladığım konular ile birleşince “dinlenmek” planlanması gereken bir iş haline geliyor. Dinlenmek, artık kendimiz için olmasa bile(!) hiç değilse işimizi daha verimli yapabilmemiz için gerekiyor.
Konunun önemini fark eden İsviçre merkezli bir banka, Credit Suisse, çalışanlarına çok acil ve önemli bir işlem söz konusu değilse tatil zamanlarında telefonla bile olsa iş görüşmesi yapmamaları üzerine resmi bir mesaj gönderiyor.
Geldiğimiz nokta; artık dinlenmek için sadece kişisel değil kurumsal olarak da tedbirler alınması gerektiğini gösteriyor.
En azından başlangıç olarak konu ile farkındalığın oluşması önemli…
İbrahim H. KAYRAL
Not: Beğendiğiniz yazıları paylaşmayı ihmal etmeyin 🙂
