S.O.S.yal Medya
Günümüz iletişim olanaklarını ve bunların kullanım yaygınlığını gördükçe düşünmeden edemiyoruz, iletişimde nerelerden nerelere geldik diye; İlk insanlar kendilerini fiziksel işaretler kullanarak, el, kol ya da
DevamGünümüz iletişim olanaklarını ve bunların kullanım yaygınlığını gördükçe düşünmeden edemiyoruz, iletişimde nerelerden nerelere geldik diye; İlk insanlar kendilerini fiziksel işaretler kullanarak, el, kol ya da
DevamBu yazı dizisinde birçok farklı konuyu birlikte ele aldık. Beyin ve sinir sisteminin yapısından, kurumlar arası kurulan bağlar yoluyla ortaya çıkan ağlara, nöronlardaki enerji atlamalarından
DevamYazı dizimizin sonuna gelmek üzereyiz. Bu bölümde içsel ve dışsal ağlar arası entegrasyon mümkün mü? ve eğer bu mümkün ise ortaya çıkacak ‘bütün’ bizi nereye
DevamDizinin ilk iki yazısında ortaya koyduğumuz tabloda kişinin sahip olduğu nöronların oluşturduğu ağın (içsel), küresel ağa (dışsal) bağlanması ile ‘bilginin’ daha hareketli bir hal aldığını görüyoruz..
Devam‘Sinir Sistemi ve Beyin’ isimli bir önceki yazımda Beyinler arası Ağ kurulabilir mi? yazı dizisine giriş yapmıştık. Bu yazıda birimler arası ağlar, şebekeler ya da
DevamÖzellikle 1980 ve 1990’lardan sonra bilgisayarlara bağlı üretim olanaklarının iyice yerleşmesi ve iletişim teknolojilerindeki ilerleme, mal ve hizmetlere daha kolay ulaşmamızı sağlar oldu. 2000’lere gelindiğinde internetin bireysel
DevamHatırlayacağınız üzere bir önceki yazımda, insanın hayatı ile ilgili amaçsal arayışından yola çıkarak bu amacın “mutluluğa ulaşma” isteği olduğuna değinmiş, herkesin mutlu olmak istediği, ancak mutluluğu
DevamNietzsche Ağladığında kitabını okurken, Nietzsche’nin dostluk tanımı üzerine sarf ettiği “İki insanın daha yüce bir hakikatin peşinde koşması” sözleri ile tekrar düşünme fırsatım oldu, insanın var olma
Devam