Hani derler ya coğrafya kaderindir, nerede doğduğun, nerede yaşadığın önemlidir diye.
İfadeyi biraz düşününce yaşadığın yer sadece fiziki midir? diye sormadan geçemedim.
Yaşama Sanatı Meş’ale okurlarım artık çok iyi biliyorlar;
“Dünyayı değiştiremezsin ama dünyanı değiştirebilirlirsin, dünyanı değiştirirsen dünyayı değiştirirsin” mottosu
aynı zamanda “sen dünyanın değil, dünya senin içindedir” düşüncesiyle hareket etmekte.
Dolayısıyla nerede yaşadığın, sadece fiziki anlamda değil düşünce evreninde de nerede yaşadığın, hangi olayları kafanda sık sık canlandırdığın ile ilgili.
Düşün!
Günün sonunda yorgun argın nihayet evine ulaşmış ve koltuğunda uzanmış dinleniyorsun…
Ya da
Yoğun ve stresli bir haftadan sonra zar zor hafta sonuna ulaşmış, bir hafta öncesinden gitmek için sabırsızlandığın, plandığın güneşli havada kırlarla buluşmuşsun.
Bir ağacın gölgesinde karşındaki göleti izliyorsun…
Peki ya aklında neler var?
Sen oradasın ama zihnin nerede?
Yorgunluğunu atarken uzandığın o koltuğa, karşındaki nefis, dingin göl manzarasına neleri taşıyorsun?
***
Sürekli geçmişte yaşadığın bir olayı ya da olayları mı yine ve yeniden getiriyorsun aklına?
Ya da sen hala ve sıklıkla geçmişte mi yaşıyosun?
Suçluluk duygusuyla, sürekli bir utanç ya da pişmanlık ile yaşamak ağır geliyor olmalı. Üzgün ve depresif hissediyor olmanın sebebi sürekli geçmişe takıldığın için olabilir mi?
Sık sık yaşadığın öfke patlamaların, aşırı tepkilerin o birikimin dışa vurumu olmasın sakın!
***
Belki de başka bir yerde yaşıyorsun!
O nefis göl manzarasının,
uzandığın yumuşacık koltuğun hala tadını çıkaramıyorsan gelecekte yaşıyor olmayasın?
Bilinmeyenin verdiği korku yorucu olmalı.
Süreki ürettiğin felaket senaryolarına ne demeli?
Başına geleceklerden dolayı arkanı kollama hali bitkin düşürüyordur mutlaka seni.
Aşırı kaygı duygusu ile sürekli gelecekte yaşama halin değil mi o göl manzarasını ıskalatan sana.
Halbuki şu an,
Evet evet içinde bulunduğun şu an,
Kendini olduğun gibi kabul ettiğin,
Hatalarını kabullendiğin ama onlardan dersler çıkardığın şu anı diyorum.
Yüklerinden arınmıyor musun?
Değiştiremeceğin, senin kontrolünde olmayanların;
Başkalarının davranışlarının, belirsizliklerin kaygısından arındığın şu anda kendine ulaşmaya başlamıyor musun?
***
İçinde bulunduğun, nefes alıp verdiğin şu an o kadar değerli ki,
Farkına vardığında seni yoran o stresten uzaklaşıyor, kaygılarından arınıyorsun.
Denemeye değmez mi?
Elbette planların olsun, elbette hatalarından dersler çıkar.
Aynı hatayı iki kez tekrarlama, yarın için rotan da olsun.
Ama geleceğin kaygısı ve geçmişin stresi ile dolmadan da bunları yapabilirsin.
Sonrasında gelenleri olduğu gibi kabul ettikten sonra,
Sen elinden gelenin en iyisini yaptıktan sonra,
İçinde bulunduğu o çok değerli anın güzelliğini görmeye değmez mi?
Bence değer!
Hadi şimdi sor kendine!
Nerede Yaşıyorsun?
Sevgiyle kalın,
İbrahim